30 Ekim 2009 Cuma

...

*
farkındamısınız bilmem
aslında hiçbir sorun yok
hepsi
hepsi
kendimizden
korkudan
kaybetmekten


*bir şarkıdan..

28 Ekim 2009 Çarşamba

İZ'inden Gittim


*fotoğraf Muzaffer Sütlüoğluna aittir.

İZ

acıyla geçtiğim yoldan geçiyorsun
izlerime rastlıyorsun, bıraktıklarıma,
orada o yolda çekmiştim ruhumu patlatan fitili
benden savrulan parçalar kurusa da,
izleri var hala yolun kenarında.

izini sür yolun, acının ormanı büyütür insanı
vakit geniştir, ufuk sandığından daha yakın
acıyla geçtiğim yoldan geçiyorsun,
ustası olacaksın içine gerdiğin tellerin
hangi sızıyla titrer içinde, hangi sesle
büyük bir aşk, hangi sesle ölür, bileceksin.

ne zamandı bilmiyorum. yaşadıklarından sana
kalan tortu, seni olduğun yere çakan, olduğun
yerde fırtına koparan korku. kendi sarmalında
döndün, döndün, sanma ki daha dönmeyeceksin
kalsan da bir yer için, aslında hep gidiyorsun.

şimdi, acının ormanından geçiyorsun
her şey bir daha kanasa da
ne geçtiğin yola ne sana dokunabilirim ben
geç meleğim, senin de şarkıların olsun
içindeki telleri titreten.

Birhan Keskin

Acı bir öğreti.Zorunlu veya seçmeli bir ders gibi. Bazen en ''ben buna hazır değildim ki'' dediğin anda aldığın,bazense sonunun nasıl olacağını bile bile,çağırarak;
önyargısız üstelik.
Çünkü en bilinemez şeydir hangi acıdan hangi 'iz' in kalacağı sende.

Bakarsın ara ara 'iz'lerine.Çeşitlidir.Kimi kabukludur,kanar elleyince,kimini silindi gitti sanırsın,durur orda öylece.
Kimi seni sana anlatır,kimindense tanıyamazsın kendini.
Fakat, hep sahiplenirsin.

Bazı insanlar vardır belli ki acıları derin. Kapatsalarda gözlerini,sustursalarda dillerini onlardan yana hafif bir koku duyarsın sen hep.Acının kokusudur bu.Ne zaman yalnızlıklarına yoldaş olsan,ne zaman bir gülüşme sonrası birden sessiz kalsan kokuyu duyarsın.Duymamış gibi yaparsın.O kadar saygı değer bir şeydir ki bu acı koku ilişmezsin ona.Bilir bunu Onlar'da.Rahat ederler yanında.

Övünülmeyen acılardan bahsediyordum ben.Gösterişsiz,gerçek ve yalın olup sızısı hiç hafiflemeyen cinslerinden.Ağıtı bile yakılamayan,içine taş gibi oturan.Sadece ara ara kokusu yayılan.