24 Ocak 2010 Pazar

Puslu Kıtalar Atlası




''... Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti.Acıyı,susuzluğu,açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor,bu yüzden daha rahat döşeklere,daha leziz yemeklere,daha neşeli dostlara sığınıyorlardı.Dünyaya olan o kayıtsızlıkları bazan o kerteye varıyordu ki,kendilerine altın ve gümüşten,zevk ve safadan,lezzet ve şehvetten bir alem kurup, keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı.Oysa,Uzun İhsan Efendi,Dünya'nın şahidi olmanın gerçek bir ibadet olduğunu sık sık söylerdi.Her insan şu yada bu şekilde dünyayı okumalıydı.Kuran'ın kendisi peygamberin dünyayı nasıl okuduğuna bir örnekti ve onun ardında giden herkes,dünyayı onun gibi okuyup şahadetlerini yazmalı ve bunları başkalarına aktarmalıydı.Dünyaya şahit olmanın yolu ise maceradan başka bir şey değildi.Yaşanılanlar,görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun,macera insanoğlu için büyük bir nimetti.Çünkü dünyadaki en büyük mutluluk,bu Dünya'nın şahidi olmaktı.''İhsan Oktay Anar


Çocukluğumda okumaya yeni başladığım zamanlarda deniz kızından da,güzel ve çirkinden de,fareli köyün kavalcısından da çok etkilenmiştim.Onları sadece okumakla kalmamış,yaşamıştımda. Fakat,içinde 20-25 adet türk masalının olduğu bir kitabın bana verdiği keyfi şimdi bile yabancı masallara değişmem.Defalarca okurdum onu.Hatta bir ara ortaokula giderken aklıma gelmişti de tekrar okumuştum ama o zaman çok yavan bulmuştum hikayeleri de o zamanlar nasıl bu kadar çok beğendiğime anlam verememiştim. Velhasıl,o zamanlardan bu zamana pekçok güzel kitabı okumuş olsamda o masallardan almayı unuttuğum keyfi özlediğim zamanlar olmuştu.Taaa ki Puslu Kıtalar Atlasını okuyana kadar.
Felsefik,komik,serüven dolu,çok keyifli bir yetişkin masalıydı.
Yazarına selam olsun,çok güzeldi,teşekkürü borç bilirim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder