Korkuyorum demedim.
Fakat,koktuğumu anladı ve 'korkma' dedi.
O anda korkuyor olmaktan çok utandım. Çünkü,korkabilmek onunda lüksü olabilmeliydi.İkimizde korkuyor olabilmeliydik aynı mutlu ve bizim olan gemimizi yüzdürürken bilinmeze.Ya da ben belirsizlikleri karşılama konusunda artık alıngan olmayarak ve bizi yaratanın aynı zamanda bizi koruyanda olduğunu unutmadan ve buna gerçekten inanarak ve güvenerek ve bundan cesaret alarak korkmamalıydım.Sana korkmadan destek olabilmeliydim.
Ben herşeyi bildiğini sanan bir korkağım,sen ise birşey bilmiyormuş gibi duran bir cesur bilgesin..
Hayatı Sorgulamadan Yaşayamıyorum. Bu Nedenle Zaman Zaman Hayattan Kopmak Durumunda Kalıyorum Ve Burası Kopmalarımı Bağladığım Yerdir. Bir Nevi Söküklerin Ahkamla Dikilip Bir Daha Sökülmeyecekler Sanılması Ahmaklığı...
27 Mart 2010 Cumartesi
9 Mart 2010 Salı
Dün,Bugün,Yarın

Gülmek anın içinde olmaktı.Hatırladım.
O an da yaşadığımı anladım.
Hatırladım zamansızlığı.
Bir zamanlar olduğumuz ve şimdi geldiğimiz yerden gelmeden evvel bilmiyorduk herhalde şimdiyi,sadece yaşıyorduk.Ne zaman ki tarif etmeye başladık; ondan uzaklaştık.
Fotoğraf; Bahadır Kuyucu-Yasak Meyva,
http://www.fotografdergisi.com/calismadevam.asp?syf=5&haber_id=37&sanatci=27
5 Mart 2010 Cuma
Başarı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)